Teşkilat-ı Mahsusa Üzerine

Yüce Hakan Sultan II. Abdulhamit hâtıratında, “Yabancı devletler kendi emellerine hizmet edecek kimseleri vezir ve sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet emniyet içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma bağlı bir İstihbarat Teşkilâtı kurmaya, bu düşünce ile karar verdim. İşte düşmanlarımın Jurnalcilik dedikleri teşkilât budur.” ifadeleri ile bu teşkilâta neden ihtiyaç duyduğunu belirtmektedir. (Teşkilât-ı Mahsusa)
Abdülhamid’in 33 yıllık yönetimine, İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Makedonya’da başlattığı hareket sonunda, 23 Temmuz 1908 tarihinde II. Meşrutiyet’in ilânı ile son verilecektir. İttihad ve Terakki yönetimi, ihtilâlden hemen sonra Yıldız İstihbarat Teşkilâtı’nı ortadan kaldırmak için harekete geçmiştir. Meclisi Vükelâ (Bakanlar Kurulu)’nın, Teşkilât’ın kaldırılmasına dair 29 Temmuz 1908 tarihli kararnâmesi ile Yıldız İstihbarat Teşkilâtı’nın faaliyetlerine son verilmiştir. II.Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra teşkilâta ait olan yüzbinlerce rapor (jurnal) saraydan alınarak yakılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu gibi üç kıtaya hükmetmiş, çeşitli ırk ve mezhepte çeşitli milletleri idare etmiş bir devlet için gizli modern bir İstihbarat Teşkilâtı’na mutlak surette ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Böyle bir teşkilâta sahip olma zaruretini düşünen, Harbiye Nazırı Enver Paşa olmuştur. İşte Enver Paşa tarafından, Osmanlı Devleti’nin siyasî birliğinin korunmasını sağlamak, ayrılıkçı hareketleri önlemek ve yabancı devletlerin Orta Doğu’daki istihbarat ve gerilla faaliyetlerine karşı koymak amacıyla kurulan İstihbarat Teşkilatı’na, “Teşkilâtı Mahsûsa” veya “Umûru Şarkiye Dairesi” adı verilmiştir.
Teşkilât-ı Mahsusa’nın Trablusgarbta İtalyanlara, Batı Trakya ‘da Bulgar ve Yunanlara, Mısır ve Irak’ta İngilizlere karşı direniş ve örgütleme faaliyetleri olmuş ve bizzat halkın hücre yapılanması sistemiyle İslam sancağının bu ülkelerde dalgalanmasına çalışılmıştır.
Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’da oluşturulan Kuva-yi Milliye ve Müdafaa-i Hukuk gruplarının önde gelen liderlerinin hemen hepsi Teşkilât-ı Mahsusa üyesi olduğu bilinen kişilerdir.Teşkilatın kurucusu Enver Paşa’dır. Başında ise Hüsamettin (Ertürk) Bey bulunmaktaydı.
Yeni Türkiye
Tohumları Osmanlının son döneminde atıldığı söylense de Türk-İslam davasının savunucusu olarak istihbarat ve müdafaa ile uğraşan bu teşkilatın temelleri Türk İslam devletlerinden Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’a dayandığı söylenmektedir. Davanın büyüklüğü ve kutsiyetinin ağırlığı da bu teşkilatı gizli tutacağından kim bilir halen bu davayı sahiplenenler vardır…
Dr. Mustafa Mehdi Er
- Teşkilat-ı Mahsusa Üzerine - 24 Kasım 2016
ParlakJurnal
9 Şubat 2017 at 02:22khan
14 Şubat 2017 at 17:00