Sabahattin Ali Romanları ve Toplumsal Gelir Eşitsizliği
SABAHATTİN ALİ VE ROMANLARI
Türk edebiyat tarihinin en önemli yazarlarından biri olan Sabahattin Ali romanlarında romantizm ve aşk konuları hakim olup bu konulara romanlarında çok iyi bir şekilde işleyip üslubu ve benzetmeleriyle insanların yaşadığı bu duyguları çok iyi yansıtsa da Türk edebiyatının en romantik eserlerinin görünmeyen yüzünde toplumsal gelir eşitsizliği ve parasız insanın hayatta yaşadığı zorluklar ve paranın saadete açtığı kapılar yoğun bir şekilde işler. Ayrıca o dönemde var olan günümüz modern dünyamızda da halen var olmakta olan zengin-fakir ayrımı ile fakir insanın yaşadığı sıkıntıları zenginin yaşadığı tasasız hayatı gözler önüne serer.
SABAHATTİN ALİ ROMANLARINA GENEL BİR BAKIŞ
Şüphesiz Sabahattin Ali romanlarındaki karakterler günlük hayatta karşımıza çıkabilecek ancak ruhi çalkantılarını tahmin bile edemeyeceğimiz kişilerdir. Bu kişiler yaşadığı bu çalkantıları ile hayattan sıkılmalarını ve her gün aynı şeyleri yaşamaları sonucunda değiştiremedikleri dünyalarının vermiş olduğu sıkıntıları belli etmemeye ne kadar çabalarsa çabalasın karakterlerin iç konuşmalarında yoğun bir şekilde ortaya çıkar. İşte Sabahattin Ali romanlarının girişinde ve yine romanın belirli kısımlarında baş karakterlerinin yaşadığı sıkıntıları ve psikolojik durumlarını yoğun bir şekilde iç konuşmalar aracılığıyla bize aktarır.
KURTULUŞ YOLU AŞK
Bu karakterler tam bu yoğun psikolojik bunalımlarının ortasında bir çıkış yolu ararlar. Ve onu da bulurlar bu çıkış yolu onlar için aşktır. Aşık olunan kişi hayatın anlamı ve kişinin yaşama amacı haline gelir. Aşık olunan bu kişiye şüphesiz hemen ulaşılamaz. Bu romanlarda bu iki aşığın buluşmaları bir takım sıkıntıların sonucunda tabiri caizse ‘en sonunda kavuştular’ denebilecek şekilde oluşur. Bu iki aşık buluştuktan sonra bir nevi roman yeniden başlar.
YENİDEN BAŞLAYAN ROMAN
Üstte belirttiğimiz gibi aşıklar kavuşur. Ardından roman işte şimdi başlar. Deriz ki aşıklar saadetini sürecek ancak hiç tahmin edilmeyen bir durum ortaya çıkar. Para ve parasızlık sıkıntısı ve bundan doğan toplumsal gelir eşitsizliği. Sabahattin Ali bu parasızlık sıkıntısı ve toplumsal gelir eşitsizliğini ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf romanında yoğun olarak işlemiş. Ve romanı şekillendiren ana unsurlardan biri haline gelip aşıkların saadetlerini yaşamasına engel olmuştur. Ardından ikinci romanı olan İçimizdeki Şeytan romanında yine aynı konu işlense de biraz daha romantizmin gölgesinde kalmıştır. Bireylerin psikolojik durumları ve içsel konuşmaları yoğunlaşmaya başlanmıştır. Son romanı olan Kürk Mantolu Madonna bu konu çok daha az işlenmeye başlayıp romantizm konusu daha ağır basmıştır.
TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK VE KUYUCAKLI YUSUF
Kuyucaklı Yusuf romanında Sabahattin Ali bu konuya ilk defa değinir. Romanın içinde genelde parası olan insanın istediği her şeyi elde edebileceği ve parası olan insanın her türlü beladan kurtulabileceği anlatır. Fabrikatör Hilmi Beyin oğlu Şakir istediği her şeyi yapabilir ve istediği her şeyi alabilir gözüyle bakılır. Romanın olay örgüsü de bunu kanıtlar. Kaymakam Hilmi Bey borçlanır kızını vermeye yeltenir ne kadar kötü bir adamda olsa Şakire tamam der çünkü kapana kıstırılmıştır. Şakir kaymakamın borcunu kapayan Yusuf’un arkadaşını vurur herkes olayı görse dahi Şakir yine hapis yatmaz bu olaydan da kurtulur
YUSUF – MUAZZEZ
Yaşanan bu olaylardan sonra Yusuf ve Muazzezi kaçırıp ardından tekrar Edremit’e dönerler fakat Kaymakam ölür. Yusuf para sıkıntısı çeker bir iş bulur işinden kazandığı para çok az dır ayrıca işi gereği sürekli seyahat etmek zorundadır. Zor şartlar altında yaşamamış olan Muazzez bir süre sonra ne kadar aşık olursa olsun annesi Şahinde ile birlikte eğlencelere gitmeye başlar. Yusuf unutulmuştur. Şakir amacına ulaşmıştır. Geçinemeyen ev halkı Şakir’in paralarıyla geçinip Muazzez herkesle düşüp kalkmaktadır. Sonunda Şakir amacına ulaşmış Yusuf’tan intikam almıştır. Sonuçta zengin kazanır fakir kaybeder.
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN VE PARASIZLIK
İçimizdeki Şeytan romanında ise Sabahattin Ali parasızlık sıkıntısını işlemiştir. Baş karakter Ömer Macide ile birlikte yaşamaya başlar. Ancak Ömer’in kazandığı para eve yetmez. Ömer parasızlıktan psikolojik buhranlar geçirmeye ve gereğinden fazla düşünmeye gereğinden fazla çalışıp vücuduna yormaya başlar, hastalıklar geçirir. En sonunda karısı için parasızlıktan hırsızlık bile yapar. Yine de ev geçimi sağlanamaz ayrıca başka faktörler de devreye girer. Ömer ile Macide ayrılır.
Bu yazımızda Sabahattin Alinin romanlarına genel bir bakışın ardından romanlarda geçen toplumsal eşitsizliği ve parasal sorunlara ortaya çıkarmaya çalıştık. Özellikle Kuyucaklı Yusuf romanında çıkarılacak sonuç şudur ki: “En büyük aşklar bile paraya ihtiyaç duyuyor ve maalesef para her kapıyı açıyor.”
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler.
- NİÇE NE ANLATMAK İSTİYOR - 2 Eylül 2016
- SOSYAL PSİKOLOJİ, DOSTOYEVSKİ VE TOLSTOY - 23 Ağustos 2016
- Sabahattin Ali Romanları ve Toplumsal Gelir Eşitsizliği - 19 Ağustos 2016
Faruk Yaman
19 Ağustos 2016 at 21:00Oğulcan Barlas
19 Ağustos 2016 at 21:11