Aynalar: Karanlığımızı aydınlatan dünya

Hiç unutamadığım bir şarkı dizesi ile yazıma başlıyor, hepinizi selamlıyorum. (Aynalar: Karanlığımızı aydınlatan dünya)
“Aynalarla avunma göstermezler içini, hiç çekinme tanı kendini…”
Daha ilk çocukluk yıllarında dinlediğim bu şarkının bu inanılmaz kalbe dokunan, ruhaniyetimizin derinliklerine kök salan bu dizesi, öyle çok şey anlatıyor ve öyle anlamlar gizliyor ki ben de bunu yaşımdaki sağ rakam arttıkça daha iyi idrak etmeye başladım. Nedense içimden bu dizeyi teker teker, bana dokunduğu kadarı ile açıklamak, hatta bir nevi manasına kavuşturmak isteği kopup geldi gönlümden. Aynalarla avunmak. İki kelime ve tek bir cümle. Peki bu cümlenin derinliğini benim gibi hissedebilen, yüreğinde yıllarca taşıyabilen var mı? Öyle derin ki anlamı. Hayatımızın yüzeyselliğine inat öyle içten ki. İnsan hep dıştan bakar, dıştan hisseder ; dıştan dışa sürüp giden içselliklere yer veremeyen hayatına. Yaşadığımız daha doğrusu yaşadığımızı sandığımız, kendi ellerimizle sınırlayıp, kalabalıklardan kaçtığımız bu hayatı ne kadar sahiplenebiliyoruz ki kaçtıkça? İçimizdeki o gerçek beni, o varlığımızın en nadide özünü bastırır durur, en kuytularda saklarız. Ondan kaçarız. Aynalara bakar bakar durur ama ona yakalanmamak için sıyrılarak geri çekiliriz, avunuşumuzu tamamlayamadan.
İşte aynalar! Tam da burada, tam da yerinde. Dönüp dolaşıp soluklandığımız, avuntularla dış dünyamızı boş süslerle sergilediğimiz yer. Dönüp dolaşıp, yıllar boyu yine de tüm bu içsellik isteğimize inat kendimize varamadığımız yer. Aynalar… İçimizdeki sırlar dış benliğimizde bile bu kadar parlarken ve bu denli iç aleminin derinliklerinden çıkmak isterken biz hâlâ nasıl avunmanın bahçesinde soluklanır, ondan nasip almak için çırpınır dururuz. Avunmaya savunmalar eklerken neden hala arayışımızı nihayetlendirmek için çabaya geçmeyiz? Aramak bulmanın iki durak ötesinde, kavuşmanın bir durak gerisinde..
Ve gerçek durak kendimizi tanıdığımız, özümüze kavuştuğumuz, kalbimizin odalarını karanlıklardan aydınlık yuvalara çevirdiğimiz yegâne durak.. Kendini bulmanın ötesinde onunla iç özünle yüzleşmek var. Kendini bulmanın içinde kendin olmak var. Karanlıklardan aydınlıklara, kalabalıklardan huzurlu yalnızlıklara kavuşmak ve en bitimsiz an olan tek ve hür, varlığı ile anlamını tamamlayan kendiliklerimize kavuşmak var. Kendimiz oluşlarımız, kendimize kalışlarımız var. Aramak, bulmanın bin manâ ötesinde bin manâ içinde. Bulmak aynaların en gizli odacıklarında. Görebilirsen, arınabilirsen içsellik yoksunu karanlık kalabalıklardan. Yakalayabilirsen huzur veren yalnızlığı, aydınlığı ve hayatın sonsuz akışını…
- Aynalar: Karanlığımızı aydınlatan dünya - 3 Eylül 2016
Faruk Yaman
3 Eylül 2016 at 01:43